28 Temmuz 2010 Çarşamba

Bağlaç olan "DE" ayrı yazılırrr...

Asabiyetim bunu bitişik gördüğümde zıplayıverir.
     Biz daha bu gramer kurallarını yeni gördüğümüz zamanlarda yani daha çok küçükken, okumazken, yazmazken bile sanki daha fazla dikkat edilirdi bu kurala.
     "Amaaan, senin de işin gücün mü yok bunlara takılıyorsun" diyebilirsiniz. Evet belki rahatsızım ben. Biz öğrenirken bunun üzerinde çok durulmuştu.
     Burada mümkün olduğunca çok okumaya çalışıyorum, 10 kişiden 8'i yanlış kullanıyor. Hatta gençler sanki bunu bitişik yazılıyor biliyor! Okurken gözüme takılıyor, hızımı kesiyor. Belki fazla özel olacak ama lütfeeeeen ayıralım De'yi artık.
Saygılar, hürmetler...

26 Temmuz 2010 Pazartesi

Adi Netçiler

                  Neden internetçiler uyuz uyuz çalışır, bağlayamazlar bir türlü, neden sıra sana gelivermez, kesin herkes bana kıllık yapmak için yarışıyor diye düşünmeye başladım. Taşındığım semtte kablolu yokmuş, ben de uydu nete taahhüt etmiştim 2 sene kullanacağımı, ben kullanırdım ama onların tesisat gitmemiş oraya, halbuki şehirin göbeği sayılır. Üstüne bir de 350 TLcik istediler ki hiddetimden ve kızaramadığımdan kara lahana gibi oldum .. . . . .

21 Temmuz 2010 Çarşamba

TAŞINDIM... ve dahası.

                Taşındım ve neredeyse herşeyi hallettim. Ailem sürpriz bir şekilde cümbür cemaat geldiler. 4 gündür beraberiz, gez-dolaş yapıyoruz. Yeni evim işe 15 dk. ( Bundan iyisi olamazdı herhalde!) Süper güzel huzurlu sevecen... 

               Sanırım yaşlandıkça daha da duygusallaşıyor insan.. Yanlız çocuk sesine dayanmanın gitgide zorlaştığını farkettim ve bu hiç hoş değil. Yoğun çalışıyor olmanın tabii ki etkisi var, yadsınamaz. Yorgun gelinen işten sonra gelinen evde çocuk vızıltısı da pek zor kardeşler. DAnnnn Daannnn diye vuruyor kafaya.

               Ama HUZUR... Huzur, başka birşey. Gün geliyor hayatın amacı oluveriyor. Yani "aman kimse dokunmasın bana, kavga gürültü olmasın, hele ses uzak dursun benden..." 

Kötü mü bu sizce?

              Yanlızlığı çok düşünüyor insan, tabi insan iletişmek ister neredeyse her zaman, bizim gibiler için yoğun delikanlılıktan sonra huzur daha ağır basıyor, zaman ilerledikçe de yanlızlık. Allah sonumuzu hayretsin...

15 Temmuz 2010 Perşembe

Güç Kimde Artııııık . .? (Kadınlar-Erkekler deneme bir-ki)




    Bizler hemcinslerimiz arasında her daim kavga ve rekabet halindeyiz.



Bayanlar güzel olan
belki de güzel olması gereken cinstir, o yüzden sürekli kendine bakım yapar, görünüşü hayatının
büyük önem noktasıdır. Rakipler hayatın her alanında birbirlerinden böyle sıyrılırlar.



    Erkekler ise çirkin yaratıklardır. Tabii ki aralarında güzellikleriyle (babyface, erkek güzeli..)
yarışmaları anlamsız olur, erkekler de güçleriyle yarışırlar. Güç kavramının içinde değişik elementler
bulunur. Para bunların en önemlileridir. Kariyer ve toplum içinde saygınlık da arkasından gelir.
Erkekler de hayatlarındaki kutsal amaca bu yollarla ulaşmaya çalışırlar.


"Only a man who knows what it is like to be defeated can reach down to the bottom of his soul and come up with the extra ounce of power it takes to win when the match is even."
Muhammad Ali    (Güzel söz, araya iliştiriveriyim)



    Buraya kadar sorun yok. Bundan sonra karışan kısımlar dünyamızın sonunu getirecek, tüm düzenleri
sarsabilecek kadar önemli bir değişim var. "Cinslerin karışımı". Bayanlar kabul edilebilir ki şu an
dünyada kariyer yapmak konusunda çıldırmış durumdalar. Saf erkek gücüne ulaşmak için sürekli denemeler
yapmaktalar.


Erkekler de günden güne metroseksüelliğe doğru kayıyorlar. Tarihin hiç bir diliminde heralde
bu kadar yüzüne-gözüne, saçına-başına, kıyafetlerine dikkat etmemişlerdir. İşin garip tarafı bunu bayan-
larınki gibi içgüdüsel değil tamamen rakiplerinden bir adım da olsa öne geçebilmek için, "score" için
yapmakta.


Sayın hanımlar bizler karşı cins olarak zaten çekeriz birbirimizi. Lütfen bırakın alanlarımızı bize,
yoksa oynayamıyoruz, yerimiz dar geliyor. Bu süreci kesmezsek eğer bir noktada sizin partner-eş-sevgili
bulmanız daha da zorlaşacak. Gay olma hızı büyüme trendinde. Aman Allah muhafaza, kulaklara küpe olsun...

9 Temmuz 2010 Cuma

?

Anaaaa, sınav Pazar değil Cumartesiymiiiiiş  :)

Alın size anlatım bozukluğu, buram buram bozulun...

"""Nooldu bana? Nerdeyim ben? Siz kimsiniz? Anneeeeeeee"""

5 Temmuz 2010 Pazartesi

KPSS'den önce iç rahatlatma...



KPSS için çalışmaya başlıyorum artık. Ne kadar çalışkan bir adamım ben yaa. 1 hafta önceden pek başlamazdım çalışmaya eskiden. Bu kadar geçmişlikten sonra bence gene iyi. Bunu da biraz içim rahatlasın diye yapıyorum.
Sanırım bir süre blog okumayacağım, tarih ve anayasadan başka birşey okumayacağım diye tahmin ediyorum, sınavdan sonra arayı kapatırım.

Hayatsal gereksinimleri için iyi bir puan alması gerekenlere kolay gelsin, sizlere de dua ediyorum...

1 Temmuz 2010 Perşembe

BANA BAKSANA SENNNN # 2





Çok beğendiğim bir çift. Michael Wentink & Beata. Rumbayla başlıyor Paso Doble ile devam ediyorlar. Yıllardır izlemekten bıkamadığım bir show.
Kostümler çok güzel, teknik ve estetik de. Kızlar bakın görün, daha az sızlanın daha çok spor yapın. Neden sizin de böyle bir vücudunuz olmasın!
Alttaki link dans ettikleri parçaya ait, bildiğiniz Celine Dion'un "My heart will go on"u. Yanlız bir aranjman yapılmış. Pasodoble ritmi atılmış arkaya. İlk duyduğumda sarstı beni, alakasız iki tür süper bir şekilde harmanlanmış...

http://fizy.com/s/1aj8kc#s/1cqrn8

Bu Blogda Ara