15 Temmuz 2010 Perşembe

Güç Kimde Artııııık . .? (Kadınlar-Erkekler deneme bir-ki)




    Bizler hemcinslerimiz arasında her daim kavga ve rekabet halindeyiz.



Bayanlar güzel olan
belki de güzel olması gereken cinstir, o yüzden sürekli kendine bakım yapar, görünüşü hayatının
büyük önem noktasıdır. Rakipler hayatın her alanında birbirlerinden böyle sıyrılırlar.



    Erkekler ise çirkin yaratıklardır. Tabii ki aralarında güzellikleriyle (babyface, erkek güzeli..)
yarışmaları anlamsız olur, erkekler de güçleriyle yarışırlar. Güç kavramının içinde değişik elementler
bulunur. Para bunların en önemlileridir. Kariyer ve toplum içinde saygınlık da arkasından gelir.
Erkekler de hayatlarındaki kutsal amaca bu yollarla ulaşmaya çalışırlar.


"Only a man who knows what it is like to be defeated can reach down to the bottom of his soul and come up with the extra ounce of power it takes to win when the match is even."
Muhammad Ali    (Güzel söz, araya iliştiriveriyim)



    Buraya kadar sorun yok. Bundan sonra karışan kısımlar dünyamızın sonunu getirecek, tüm düzenleri
sarsabilecek kadar önemli bir değişim var. "Cinslerin karışımı". Bayanlar kabul edilebilir ki şu an
dünyada kariyer yapmak konusunda çıldırmış durumdalar. Saf erkek gücüne ulaşmak için sürekli denemeler
yapmaktalar.


Erkekler de günden güne metroseksüelliğe doğru kayıyorlar. Tarihin hiç bir diliminde heralde
bu kadar yüzüne-gözüne, saçına-başına, kıyafetlerine dikkat etmemişlerdir. İşin garip tarafı bunu bayan-
larınki gibi içgüdüsel değil tamamen rakiplerinden bir adım da olsa öne geçebilmek için, "score" için
yapmakta.


Sayın hanımlar bizler karşı cins olarak zaten çekeriz birbirimizi. Lütfen bırakın alanlarımızı bize,
yoksa oynayamıyoruz, yerimiz dar geliyor. Bu süreci kesmezsek eğer bir noktada sizin partner-eş-sevgili
bulmanız daha da zorlaşacak. Gay olma hızı büyüme trendinde. Aman Allah muhafaza, kulaklara küpe olsun...

3 yorum:

selçuk dedi ki...

sevgili balık,
üzülerek yazındaki bakış açısının sığ olduğunu söylemeliyim.

insanlığın geldiği noktadaki çekişmeler ve kurduğu sosyal düzenin sadece bir cinsiyetçi, türler arası ittifak,çekişme,cinsel birleşme,çoğalma,öldürme vs.. mücadelesi olduğu gibi dar bir açıdan bakarsak olaya, hayata cinsiyet ve tür bağlamında senin gibi bakmayan bütün insanları 'öteki ve hasta' yaparsın, asıl hastalıklı ve tehlikeli olan budur.

sevmek, dediğimiz duyguyu ise sadece farklı iki cins arasında yaşanan salt genital bir tepkimeye indirgemek aşk,saygı,tutku,sevgi denen,insana bahşedilmiş güzelliklerin anlam kaymasına uğramasına neden olur.

asıl kadın ve erkek arasındaki çizgiler çok net olduğu zaman çatışmalar çoğalır.

tarihsel analizin içinse yine üzülerek yanıldığını vurgulamak zorundayım;

tarih boyunca erkekler genelde kadınlardan daha fazla 'süs'lenmişlerdir, inanmayabilirsin ama hemen hemen her toplumda hem de.bu bir ifade biçimidir çünkü.

eşcinsellik insanlık tarihi boyunca hemen hemen her toplulukta bir şekilde kurumsal bir yapıya sahip olmuştur. kimilerinde aleni bir biçimde yaşanmış, kimilerinde ise herkesin bildiği ancak bilmemezlikten geldiği bir olgu olmaya zorlanmıştır.

olaya gece hangimizin hangi cinsle seviştiği değil de hangimizin hangimize sarıldığı gözüyle bakmaya çalışırsak iki erkek ya da iki kadını aynı yatakta düşündüğünde aklına gelen kötü hissiyat biraz olsun hafifleyecektir diye düşünüyorum.



eşcinselliği çok kafana takıyorsun bence, merak etme senin gibi akıllı birisi kendisine karşı cinsten ve 'düzgün' bir insanı her zaman bulabilir.yani

sevgilerimle.

)-( Asabi BalıK )-( dedi ki...

*Selçuk* Tabii ki dediklerinde doğruluk payı çok, benim bu açıdan bakarak insanları ve hayatı anlama çabası içinde olduğum zannedilmesin.

-Zaman içinde küçük küçük yazdığım deneme benzeri yazıları parça parça bloga koyayım dedim, buradakiler sadece spesifik bir konuda kısaca düşündüklerim.

-Benim çıkış noktam iki cins arasındaki kimyasal farklılık. Ve insanoğlunu gruplarken ilk ayrım hep cinsiyet olmuştur.(milletten dinden takımdan ayrımlar daha sonra gelmiştir.)İşte insanlığın temel ayrımında değişimler olmaya başladı. Belki böyle söylersem daha doğru anlaşılabilir.

-Tarihte erkeklerin daha çok süslendiği konusunda bana kaynak,örnek, yazı,çizi önerirsen sevinirim, çünkü kendi çapında epey gezmiş ve görmüş bir insan olarak ben tersini tecrübe ettim. Benim için ise "süs"lenmek hem yorucu hem gereksiz.

-Eşcinsellikle ilgili daha sonra daha uzun yazacağım, burada daha çok "güç" mevzusuna dedğinmeye çalıştım.

Kırmızı Adam dedi ki...

İyidir iyi... :)

Gel abisi bloguma, arama kutusundan 'etekli' diye arat, yada doğrudan doğruya Nisan ayındaki "Etekli İktidar" yazıma bir tıklayıver. Ne düşünüyorsak o... :)

Selamlar,
KIRMIZI ADAM

Bu Blogda Ara